BlogEğitimGenelOptisyen

Gözün Yapısı ve Görevi Nedir?

Gözün yapısı nedir sorusunu sormadan önce yazımıza şu soru ile başlamak istiyorum. Göz Nedir? Genelde insanların çoğu kendisine bu soruyu sormaz çünkü cevabının çok kolay olduğunu düşünür. Bu soruya cevap veren insanların %90’ı görme işlevini gerçekleştiren bir organdır der. Fakat bence bu cevap yeterince doğru değildir. Çünkü görme işlevini gerçekleştiren organ beyindir. Göz sadece yardımcı bir organdır.

Gözün Yapısı Nedir? Gözün Görevi Nedir?

Göz, kendisine doğru gelen ışık enerjisinin elektro-kimyasal enerjiye çeviren bir organdır. Bu tanım gözün yaptığı işlevi yani görevini en doğru şekilde tanımlayan bir ifadedir. Şimdi yazımızın geri kalanında gözün yapısına ve daha sonra nasıl çalıştığına yer verelim.

Gözün Yapısı

Gözün Dış Duvarı

Gözün dış duvarı, dışarıdan iç bölüme doğru 3 katmandan oluşarak ilerlemektedir.

  1. Kornea (Saydam Tabaka) ve Sklera (Sert Tabaka)
  2. Damarsal Tabaka (Koroid)
  3. Retina (Ağ Tabaka)

Kornea

Kornea en belirgin ve göze bakıldığında ilk göze çarpan bölümlerden bir tanesidir. Gözün en ön kısmında bulunan saydam tabakaya kornea denir. Işık göze temas ettikten sonra ilk kırılmaya uğradığı tabaka korneadır. Korneanın kırma gücü ortalama 43-45 derecelik bir gözlük olarak düşünebilirsiniz. Korneanın kalınlığı kişiden kişiye göre değişiklik gösterse de bazı kişilerde 480 mikron olurken bazı kişilerde 650 mikron olduğu gözlenmiştir. Halk arasında göz çizdirme ameliyatı olarak bilinen lazer göz ameliyatları kornea dokusu üzerinde işlem görmektedir.

Kornea; Epitel, bowman zarı, stroma, dua tabakası, endotel olmak üzere 5 tabakadan oluşur.

 

Sklera (Sert Tabaka)

Dışardan göze bakıldığında görünen beyaz bölüme sklera denir. Sklera sıkı örülmüş kollajen liflerinden oluşmuş bir yapıdır ve son derece sert bir yapıya sahiptir. Bu nedenle skleraya sert tabaka adı verilmiştir. Sklera, altında kalan görmemize yardımcı olan kısımları korumakla görevlidir. Bu nedenle sert bir yapısı vardır.

Damarsal Ağ Tabaka (Koroid)

Damarsal ağ tabaka hemen skleranın iç kısmında yer almaktadır. Adından da anlaşılacağı üzere bu tabakanın tamamı damarlardan oluşmuştur. Damarsal ağ tabaka ise iç kısımda bulunan retinanın kanlanma durumundan ve beslenmesinden sorumlu bölgedir. Damarsal ağ tabaka insan vücudunda her birim alan başına en fazla kanlanmaya sahip olan tabakadır. Damarsal ağ tabakanın bu kadar kanlanmasının nedeni gün boyu retinanın faaliyetleri için gereklidir.

NOT: Koroid tabakasının intihaplanma gibi rahatsızlık durumunda üveit adı verilen göz rahatsızlığı ortaya çıkar.

 

Retina

Retina göz duvarının en iç kısmında bulunan ve ışığa hassasiyeti yüksek olan sinir hücrelerinin bulunduğu tabakadır. Önce korneada kırılan daha sonra ise lensten kırılarak retinanın üstüne düşen ışık retinada bulunan sinir hücreleri ile elektro kimyasal enerjiye dönüştürür ve optik sinir aracılığıyla beyne iletilir. Retinada karanlıkta daha net görmemizi sağlayan hücre olan rod hücresi ile aydınlıkta net görmemizi sağlayan kon hücreleri bulunmaktadır.

 

Vitreus Boşluğu ve Vitreus

Gözün iç kısmında lensin arka tarafında ve retinanın hemen ön kısmında gözün iç hacminin ortalama %90’ını oluşturan büyük bir boşluk bulunmaktadır. Bu boşluğun içinde bulunan jole kıvamında bir yapıya sahip olan ‘vitreus jeli’ nedeniyle vitreus kavitesi adı verilmektedir. Vitreus jeli şeffaf bir yapıya sahiptir ve doğumda pürüzsüz ve homojen bir yapısı vardır. Vitreus jelinin büyük bir çoğunluğu olan %98’i su, %2’si ise kollajen ve hiyalüronik asitten oluşmuştur.

 

Sarı Nokta

Retinamızda görme konusunda en çok önemli olan ve doktorların orayı sarı renkte görmesiyle birlikte ‘sarı nokta’ adı verilen bir kısım vardır. Sarı Nokta’da lutein isminde sarı renk tonlarında pigmentin çok fazla sayıda bulunması durumundan ve göz doktorlarının  muayene sırasında sarı renk tonlarında bu pigmenti görmesinden dolayı bu isim verilmiştir. Kişide sarı noktada oluşan rahatsızlıklar sonucu (sarı nokta hastalığı, diyabete bağlı sarı nokta ödemleri vs) kişinin görmeside çok problemli bir şekilde etkilenmektedir. Aydınlıkta gözümüze ışığın çok parlak gelmemesi ve net görmemizi sağlayan ışığa duyarlı hücrelerin ortalama % 90’ı sarı nokta adı verilen bölümde bulunmaktadır.

 

Görme Siniri

Görme Siniri bölgesi ise retinaya gelen ışık enerjisini elektro-kimyasal enerjiye dönüştüren ortalama 1.200.000 tane sinir liflerinin bağlanması sonucu meydana çıkmıştır. Görme siniri dediğimiz bölge (optik sinir) retinada meydana gelen elektro-kimyasal enerjilerin uyarılarını beynimizin arka bölümlerinde bulunan görmemizi sağlayan bölgeye iletmektedir. Beynin arka kısmında olan görmemize yarayan bölge optik sinir lifleri aracılığı ile kendisine aktarılan elektro-kimyasal uyarıları gördüğümüz görüntüye çevirir ve bu sayede görmüş oluruz.

 

Lens

Saydam bir yapıya sahip olan lens korneadan kırıldıktan sonra lensin üzerine gelen ışığı bir kez de kendisi kırarak retina üzerine göndererek odaklamaktadır. Retina üzerine düşen ışık ise görmemize yarayan görüntüyü beyne görme siniri aracılığı ile gönderilir. Lensin bir süre dinlenmesi durumunda kırma gücü ortalama 20 derece kadar olur. Fakat lensin sahip olduğu kırma gücü uzağa ve yakına bakma durumlarında değişiklik göstermektedir. Lenste olan bu değişikliğe ise gözün uyum mekanizması adı verilmiştir.

 

 

İris

İris gözün ön kısmında bulunur ve görevi göze gelen ışıkların sayısını ayarlamak olan renkli kısımdır. Gözün renkli olmasını sağlayan bölgedir. Göz rengi koyu olan (siyah, kahverengi vs) kişilerde iriste melanin adı verilen renk pigmenti fazladır bu nedenle koyu renkli göze sahip olurlar. Açık renkli gözlere sahip olan kişilerde ise melanin pigmentinin sayısı daha az bulunmasından kaynaklanır. Kalıcı bir şekilde göz rengi değiştirme operasyonları yaptırmak isterseniz bu işlem iris üzerine yapılır. Bu tarz ameliyatların ciddi sorumluluklar gerektirdiğini belirtmek isterim.

Karanlığa giren bir kişi ortamdaki ışık miktarı düşük olacağı için iris genişleyerek göz bebeği çapı artar ve göze gelen ışık miktarı artmış olur. Aydınlıkta ise ortamda fazla miktarda ışık olduğu için iris daralarak göz bebeği çapını azaltır ve göze giren ışık miktarı azalır. Bu da durum ise aydınlıkta gözlerimizin kamaşmasını engeller ve ışığın retinada daha fazla sarı nokta üzerine düşmesini sağlayarak net ve HD görüş sağlar daha doğrusu ihtiyacımız olan görüşü sağlar.

 

Bu yazımızda gözün yapısına yer verdik. Daha fazla göz veya optisyenler ile ilgili bilgi almak için www.optisyenim.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir